İYİ PARTİ VE CHP'NİN ARDINDAN DEM PARTİ'DEN ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI
DEM Parti Aliağa İlçe Örgütü, yeni asgari ücret için "Açlık Ücretine Mahkumiyet Ne Ekonomiktir Ne Kaderdir: Bu Bir Siyasi Tercihtir." dedi.
24 Aralık 2025 - 09:36 - Güncelleme: 24 Aralık 2025 - 09:46
Partiden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Yoksulluk sınırının 97 bin 159 TL, açlık sınırının 29 bin 828 TL olduğu bir ülkede asgari ücretin 28 bin 75 TL olarak açıklanması, emekçilerin insanca yaşam hakkının açıkça gasp edilmesidir. Açlık sınırının altında belirlenen bu ücret, milyonlarca işçiye yaşamı değil, hayatta kalma mücadelesini dayatmaktadır.
2025 yılı için resmi enflasyonun yaklaşık yüzde 31 olarak öngörüldüğü bir ortamda asgari ücrete yalnızca yüzde 27 zam yapılması, ücretlerin bilinçli biçimde baskılandığını göstermektedir. Üstelik bu ücret belirlenirken emekçilerin bakmakla yükümlü olduğu aile bireyleri yine yok sayılmış, milyonlarca insan açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilmiştir.
Bu tablo ekonomik zorunluluklarla açıklanamaz. Savaş politikalarına, güvenlikçi harcamalara ve rant projelerine sınırsız kaynak ayrılırken, emekçinin sofrasının her geçen gün küçülmesi açık bir sınıfsal ve siyasal tercihin sonucudur. Dolaylı vergilerle halk yoksullaştırılırken, sermaye sistematik biçimde korunmaktadır.
Emek sömürüsü ile savaş politikaları aynı siyasal anlayışın ürünüdür. Barışın olmadığı yerde emek değersizleşir; demokratikleşmenin olmadığı yerde yoksulluk kalıcı hale gelir. Barış, kamu kaynaklarının savaşa değil halkın temel ihtiyaçlarına ayrılmasıdır. Demokratikleşme ise emekçilerin söz ve karar süreçlerine doğrudan katılmasıdır.
Özelde Aliağa’da, genel olarak da tüm Türkiye’de sanayi ve ağır emek sömürüsünün merkezinde yaşayan işçiler; uzun çalışma saatleri, güvencesizlik ve düşük ücretler arasında sıkıştırılmaktadır. Açlık sınırının altındaki ücretler açık bir insan hakları ihlalidir ve bu düzen ne sürdürülebilirdir ne de kabul edilebilir. Açlık sınırının altında asgari ücreti reddediyoruz.
DEM Parti olarak bir kez daha altını çiziyoruz: Asgari ücret en az 46 bin TL olmalıdır. Yapılan bu artış, milyonlarca emekçiyi sefalet koşullarında yaşamaya zorlamak anlamına gelmektedir. Bu saldırıyı kabul etmiyoruz.
Gerçek çözüm; asgari ücretin insanca yaşam düzeyine yükseltilmesinden, sendikal hakların güvence altına alınmasından, savaş ve rant politikaları yerine barışçı ve kamucu bir bütçenin oluşturulmasından ve halkın iradesini esas alan demokratik bir yönetim anlayışından geçmektedir.
İnsan onuruna yaraşır asgari ücret temel bir insan hakkıdır!"
"Yoksulluk sınırının 97 bin 159 TL, açlık sınırının 29 bin 828 TL olduğu bir ülkede asgari ücretin 28 bin 75 TL olarak açıklanması, emekçilerin insanca yaşam hakkının açıkça gasp edilmesidir. Açlık sınırının altında belirlenen bu ücret, milyonlarca işçiye yaşamı değil, hayatta kalma mücadelesini dayatmaktadır.
2025 yılı için resmi enflasyonun yaklaşık yüzde 31 olarak öngörüldüğü bir ortamda asgari ücrete yalnızca yüzde 27 zam yapılması, ücretlerin bilinçli biçimde baskılandığını göstermektedir. Üstelik bu ücret belirlenirken emekçilerin bakmakla yükümlü olduğu aile bireyleri yine yok sayılmış, milyonlarca insan açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilmiştir.
Bu tablo ekonomik zorunluluklarla açıklanamaz. Savaş politikalarına, güvenlikçi harcamalara ve rant projelerine sınırsız kaynak ayrılırken, emekçinin sofrasının her geçen gün küçülmesi açık bir sınıfsal ve siyasal tercihin sonucudur. Dolaylı vergilerle halk yoksullaştırılırken, sermaye sistematik biçimde korunmaktadır.
Emek sömürüsü ile savaş politikaları aynı siyasal anlayışın ürünüdür. Barışın olmadığı yerde emek değersizleşir; demokratikleşmenin olmadığı yerde yoksulluk kalıcı hale gelir. Barış, kamu kaynaklarının savaşa değil halkın temel ihtiyaçlarına ayrılmasıdır. Demokratikleşme ise emekçilerin söz ve karar süreçlerine doğrudan katılmasıdır.
Özelde Aliağa’da, genel olarak da tüm Türkiye’de sanayi ve ağır emek sömürüsünün merkezinde yaşayan işçiler; uzun çalışma saatleri, güvencesizlik ve düşük ücretler arasında sıkıştırılmaktadır. Açlık sınırının altındaki ücretler açık bir insan hakları ihlalidir ve bu düzen ne sürdürülebilirdir ne de kabul edilebilir. Açlık sınırının altında asgari ücreti reddediyoruz.
DEM Parti olarak bir kez daha altını çiziyoruz: Asgari ücret en az 46 bin TL olmalıdır. Yapılan bu artış, milyonlarca emekçiyi sefalet koşullarında yaşamaya zorlamak anlamına gelmektedir. Bu saldırıyı kabul etmiyoruz.
Gerçek çözüm; asgari ücretin insanca yaşam düzeyine yükseltilmesinden, sendikal hakların güvence altına alınmasından, savaş ve rant politikaları yerine barışçı ve kamucu bir bütçenin oluşturulmasından ve halkın iradesini esas alan demokratik bir yönetim anlayışından geçmektedir.
İnsan onuruna yaraşır asgari ücret temel bir insan hakkıdır!"







FACEBOOK YORUMLAR