ALİAĞA EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU'NDAN KORONA AÇIKLAMASI
Çeşitli parti, sendika ve derneklerden oluşan Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu, korona virüse karşı özellikle çalışan işçileri koruyacak yeterli tedbirlerin alınmadığı gerekçesiyle basın açıklaması yaptı. Yazılı yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
16 Nisan 2020 - 21:48
“Dünyayı ve ülkemizi sarsan Koronavirüs salgını binlerce canımızı aramızdan aldı ve almaya da devam ediyor. Platform olarak, aramızdan ayrılanlara rahmet, yakınlarına başsağlığı dileklerimizi iletmekle birlikte, tedavi altındaki bütün insanlara acil şifalar diliyoruz.
Bu süreçte, büyük bir risk altındayken dahi, salgından etkilenenleri iyileştirebilmek için canla başla çalışan tüm sağlık çalışanlarına da sonsuz teşekkürlerimizi iletmek istiyoruz.
Yine toplum sağlığını korumada büyük önemi olan kent hizmetlerini yerine getiren Belediye çalışanlarının ve stratejik kuruluşlar olan petrokimya tesislerinde, rafinerilerde ve enerji sektöründe çalışan işçilerin de özverisini anmadan geçemeyeceğiz.
2019 yılının Kasım ayı sonlarında başlayan bu salgın, ülkemize Mart ayı itibariyle girdi ancak bu süre zarfında ne yazık ki hiçbir önlem alınmadı. Bütün bilim insanları, salgının ancak tam bir karantina önlemiyle durdurulabileceğini ifade etmesine rağmen, ‘üretim ve ihracat her koşulda devam etmeli’ ısrarıyla başta işçiler olmak üzere yoksul halk kesimlerine adı konmasa da ‘sürü bağışıklığı’ yöntemi reva görüldü.
Bu salgın sürecinde de ülkeyi yönetenler, emekten ve emekçiden değil sermayeden yana olduğunu yaptığı uygulamalarla bir kez daha gösterdi. İşçiler ve örgütlü oldukları sendikaların ‘işten çıkarmaların yasaklanması’ çağrısı, içeriği ters yüz edilerek işverenlerin tek yanlı olarak işçileri ücretsiz izne çıkarabilmelerinin önünü açacak bir yasa tasarısıyla karşılandı. Salgına karşı ekonomik tedbir adına, uçak biletlerindeki KDV düşürüldü, kredi garanti fonu 25 milyar TL’den 50 milyar TL’ye çıkarıldı, sermayeye kaynak aktarma politikası hız kesmedi. Korona virüs vakaları tespit edilen işyerlerinde üretim devam etti, işçi sağlığı ve iş güvenliği kanununa dayanarak çalışmaktan kaçınma hakkını kullanan işçilere işverenlerin adamları sopalarla saldırdılar. Bu süreçte zaten tavan yapan işsizlik rakamları iki katına çıktı ve 4 milyon işçi işsizler ordusuna katıldı.
İşçilerin ve toplumun sağlığı, böyle sermaye yanlısı ‘önlem’lerle ya da göstermelik ve yüze göze bulaştırılan hafta sonu sokağa çıkma yasaklarıyla korunamaz. Bilim insanlarının ve işçi sendikalarının da önerdiği gibi bir an evvel şu tedbirlerin hayata geçirilmesi zaruridir.
Hıfzıssıhha Kanunu uyarınca tüm ülkede karantina ilan edilmeli, zorunlu sektör ve hizmetler dışında kalan bütün işyerlerinde üretim durdurulmalıdır.
Üretimin durduğu bütün işyerlerinde işçiler ücretli izinli sayılmalıdır.
İşten çıkarmalar yasaklanmalı, işverenlerin tek yanlı olarak işçileri ücretsiz izne çıkarmasına izin verilmemelidir.
Aile sigortası hayata geçirilmeli herkes en az asgari ücret seviyesinde gelir güvencesine kavuşturulmalıdır.
Devlet bütün kaynaklarını halkın sağlığı için kullanmalı, müteahhitlere verilen garantiler askıya alınmalı ve ödemeler ertelenmelidir.
Merkezi idare, yerel yönetimlerle işbirliği içinde çalışmalı, bu hizmetleri yerine getirebilmesi için yerel yönetimlere aktarılan pay yükseltilmelidir.
Tam bir izolasyon için evlerinde kalan insanların bütün zorunlu ihtiyaçları merkezi ve yerel idareler eliyle gerçekleştirilmelidir.
Yap işlet devret modeliyle inşa edilen şehir hastanelerinin ne kadar yanlış bir uygulama olduğu salgın sürecinde gözler önüne serildi. Kapatılan hastaneler yeniden açılmalı, atama bekleyen ve ihraç edilen bütün sağlık çalışanları işbaşı yaptırılmalıdır. Kar amacı gütmenin sağlık sektörünün felaket olduğu görülmeli ve bütün özel hastaneler çalışanlarıyla birlikte kamulaştırılmalıdır.
Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri olarak, bütün bu basiretsiz yönetim anlayışına rağmen, bu kötü günleri işçi sınıfı ve halkın örgütlü gücü ve dayanışmasıyla aşacağımıza olan inancımızla yönetenleri akla, vicdana ve bilimin yol göstericiliğine davet ediyoruz. ALİAĞA EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU
Bu süreçte, büyük bir risk altındayken dahi, salgından etkilenenleri iyileştirebilmek için canla başla çalışan tüm sağlık çalışanlarına da sonsuz teşekkürlerimizi iletmek istiyoruz.
Yine toplum sağlığını korumada büyük önemi olan kent hizmetlerini yerine getiren Belediye çalışanlarının ve stratejik kuruluşlar olan petrokimya tesislerinde, rafinerilerde ve enerji sektöründe çalışan işçilerin de özverisini anmadan geçemeyeceğiz.
2019 yılının Kasım ayı sonlarında başlayan bu salgın, ülkemize Mart ayı itibariyle girdi ancak bu süre zarfında ne yazık ki hiçbir önlem alınmadı. Bütün bilim insanları, salgının ancak tam bir karantina önlemiyle durdurulabileceğini ifade etmesine rağmen, ‘üretim ve ihracat her koşulda devam etmeli’ ısrarıyla başta işçiler olmak üzere yoksul halk kesimlerine adı konmasa da ‘sürü bağışıklığı’ yöntemi reva görüldü.
Bu salgın sürecinde de ülkeyi yönetenler, emekten ve emekçiden değil sermayeden yana olduğunu yaptığı uygulamalarla bir kez daha gösterdi. İşçiler ve örgütlü oldukları sendikaların ‘işten çıkarmaların yasaklanması’ çağrısı, içeriği ters yüz edilerek işverenlerin tek yanlı olarak işçileri ücretsiz izne çıkarabilmelerinin önünü açacak bir yasa tasarısıyla karşılandı. Salgına karşı ekonomik tedbir adına, uçak biletlerindeki KDV düşürüldü, kredi garanti fonu 25 milyar TL’den 50 milyar TL’ye çıkarıldı, sermayeye kaynak aktarma politikası hız kesmedi. Korona virüs vakaları tespit edilen işyerlerinde üretim devam etti, işçi sağlığı ve iş güvenliği kanununa dayanarak çalışmaktan kaçınma hakkını kullanan işçilere işverenlerin adamları sopalarla saldırdılar. Bu süreçte zaten tavan yapan işsizlik rakamları iki katına çıktı ve 4 milyon işçi işsizler ordusuna katıldı.
İşçilerin ve toplumun sağlığı, böyle sermaye yanlısı ‘önlem’lerle ya da göstermelik ve yüze göze bulaştırılan hafta sonu sokağa çıkma yasaklarıyla korunamaz. Bilim insanlarının ve işçi sendikalarının da önerdiği gibi bir an evvel şu tedbirlerin hayata geçirilmesi zaruridir.
Hıfzıssıhha Kanunu uyarınca tüm ülkede karantina ilan edilmeli, zorunlu sektör ve hizmetler dışında kalan bütün işyerlerinde üretim durdurulmalıdır.
Üretimin durduğu bütün işyerlerinde işçiler ücretli izinli sayılmalıdır.
İşten çıkarmalar yasaklanmalı, işverenlerin tek yanlı olarak işçileri ücretsiz izne çıkarmasına izin verilmemelidir.
Aile sigortası hayata geçirilmeli herkes en az asgari ücret seviyesinde gelir güvencesine kavuşturulmalıdır.
Devlet bütün kaynaklarını halkın sağlığı için kullanmalı, müteahhitlere verilen garantiler askıya alınmalı ve ödemeler ertelenmelidir.
Merkezi idare, yerel yönetimlerle işbirliği içinde çalışmalı, bu hizmetleri yerine getirebilmesi için yerel yönetimlere aktarılan pay yükseltilmelidir.
Tam bir izolasyon için evlerinde kalan insanların bütün zorunlu ihtiyaçları merkezi ve yerel idareler eliyle gerçekleştirilmelidir.
Yap işlet devret modeliyle inşa edilen şehir hastanelerinin ne kadar yanlış bir uygulama olduğu salgın sürecinde gözler önüne serildi. Kapatılan hastaneler yeniden açılmalı, atama bekleyen ve ihraç edilen bütün sağlık çalışanları işbaşı yaptırılmalıdır. Kar amacı gütmenin sağlık sektörünün felaket olduğu görülmeli ve bütün özel hastaneler çalışanlarıyla birlikte kamulaştırılmalıdır.
Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri olarak, bütün bu basiretsiz yönetim anlayışına rağmen, bu kötü günleri işçi sınıfı ve halkın örgütlü gücü ve dayanışmasıyla aşacağımıza olan inancımızla yönetenleri akla, vicdana ve bilimin yol göstericiliğine davet ediyoruz. ALİAĞA EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU
FACEBOOK YORUMLAR