ALİAĞA CUMHURİYET İLKOKULU'NDA SULAR DURULMUYOR
Geçtiğimiz Cuma günü Cumhuriyet İlkokulu Sınıf Öğretmeni Gülçin Hazal Ölmez'e bir öğrencisinin annesi tarafından yapılan saldırı eğitim sendikaları tarafından kınanmış ve olay adliyeye taşınmıştı.

02 Ekim 2025 - 00:28 - Güncelleme: 02 Ekim 2025 - 01:22
26 Eylül Cuma günü Cumhuriyet İlkokulu önünde gerçekleşen olayda bahsi geçen veli Gülcan Kaynak,kendisine karşı yapılan eylemler,karalama kampanyaları,çirkin ithamlar ve asılsız dedikodular nedeniyle açıklama yapma gereği duyduğunu belirterek şunları söyledi:
"Olayda bahsi geçen öğretmen Gülçin Hazal Ölmez , çocuğum Amine Dicle Kaynak’ın okuduğu sınıfın sınıf öğretmeni olup bizim sınıfımıza geçen yıl ikinci eğitim öğretim döneminde gelmiştir. Henüz yaşları sebebiyle eğitim kadar; sevgi, ilgi ve merhamete muhtaç çocuklarımıza, ne yazık ki Hazal Öğretmeninde geldiği ilk günden itibaren sert tutumları, öfkeli yaklaşımları, kitap defter fırlatmak, gebertirim seni diyerek tehdit edip korkutmak, öğrencilerin yaptığı resimleri gözleri önünde yırtıp çöpe atmak gibi nice çirkin davranışlar sergilemiştir. Öğretmenin bu tutumları çocuklarımızın ürkmesi, okuldan soğumaları sebebiyle veliler olarak okul idaresine toplu bir şekilde şikayette bulunulmuş.Öğretmen bu konuda idare tarafından uyarılmıştır. Ne var ki; bahsi geçen öğretmen tavırlarnı değiştirmediği gibi aksine kendisinin merhamet ve sevgisine muhtaç 6 yaşındaki 1. Sınıf öğrencilerine karşı hiddeti artmıştır. Bu iddialarımın hepsi velilerin birebir ağzından yazılan grup yazışmalarında da mevcut olup; ekran görüntüsü olarak belgelenmiştir.
Yine aynı öğretmen Gülçin Hazal Ölmez sınıfa ilişkin ilk veli toplantısı yaptığı gün velilere hitaben “Beni bir daha idareye şikayet eden olursa tavrım çok değişir” diyerek tehditlerde bulunmuştur. Bunun akabinde tarafımca okul idaresine yapılan şikayet üzerine, öğretmen tarafından sınıfında bulunan kızıma günden güne artan bir psikolojik şiddet başlamıştır. Derse katılımına izin vermemek, sürekli aşağılayıp rencide etmekle çocuğumun okuldan soğumasına sebep olmuştur.
Olay günü kızımı okul çıkışı almaya gittiğimde çocuğumun yine ağlayarak okuldan çıktığını görünce hemen ardından okuldan çıkan öğretmen Gülçin Hazal Ölmez’e konuşmayı teklif ettim. Okulun dışında konuşmaya çalıştığımda öğretmen Hazal Ölmez, çocuğuma ve diğer çocuklara karşı yaptığı hiçbir şeyi inkar etmeyip, “evet bağırıyorum, evet sert davranıyorum, senin kızın bu dilden anlıyor, ben senin kızına bu şekilde davranmaya devam edeceğim, işine gelmiyorsa alır kızını gidersin , sen kimsin beni uyarıyorsun’’gibi söylemlerde bulunarak ilk şiddet davranışını sergileyen ve beni ağır şekilde tahrik eden maalesef ki çocuklarımızı emanet ettiğimiz eğitimci GÜLÇİN HAZAL ÖLMEZ öğretmendir.
Öğretmen Hazal Ölmez’e yönelik sınıf veli grubunda geçtiğinden bahsettiğim tüm konuşmaları ve çocuklarımıza, gerçekleştirdiği tüm çirkin davranışlarına ilişkin delilleri kamuoyuna sunacağımı, sunacağımızı bildiririm. Zira şiddetin her türlüsüne karşı olmama rağmen, öğretmene şiddet girişiminde bulunan olarak kamuoyunda linç ediliyor olmamı kabul etmem mümkün değildir. Çünkü şiddet her hali ile kabul edilemez olduğu gibi burada şiddetin yöneldiği kesim ÇOCUKLARIMIZDIR.
Çocuklarımıza karşı gösterilen psikolojik şiddetin her zaman karşısında olacağım, bunu kabul etmeyi anneliğim kaldıramaz. Herkesi empati yapmaya davet ve rica ediyorum. O çocuk benim değil sizin çocuğunuz olsa öğretmenle konuşmak istemek yerine kayıtsız kalabilir miydiniz?
Ben çok net belirtiyorum ki, böylesi bir şiddet benim çocuğuma değil de bir başka çocuğa gerçekleştirilmiş olsaydı da ben sesimizi duyurmak için mücadele ederdim.
Belirtmek isterim ki, öğretmenlere duyduğum saygı ve verdiğim kıymet çok derindir fakat; bu kutsal mesleğe en başta gönül bağı ile bağlı olmayan ve öğretmenlik mesleğinin gereklerine uygun davranışlarda bulunmayanlara karşı saygı duymamakla beraber, bu tavırları sergileyen insanların kamuoyuna hesap vermesini isterim!
Ayrıca, okul müdürüne ilgili öğretmenle kızımın devamının söz konusu olamayacağını belirterek, sınıf değişikliği için ricada bulunduğumda karşılaştığım ‘’alıp çocuklarını gideceksin o zaman bu okuldan’’ şeklindeki tavrı da okul idaresi adına bir veli olarak utançla ifade etmek isterim.
Zira, devletin okulundan kovulmak, hiç yetkisi olmadığı halde 2 öğrencimin de okulla ilişkisini kesmekle şiddete karşı duruşumuz bastırılmaya çalışılmıştır. Aleyhime koruma kararı verilerek küçücük çocuklarımı okula bırakıp, okul çıkışında almam da engellenmiştir. Okul yolunda, okula gidiş dönüş için ulaşım sağlamakta tek başlarına kalan çocuklarımın başına bir şey gelir ise bunun vebalini öğretmen veya Müdür bey üstlenebilecek midir ve sorumluluğunu taşıyabilecek midir?
Aliağa halkının olayı realist bir bakış açısıyla değerlendirmesini, en az Gülçin Hazal Ölmez kadar psikolojik şiddete uğrayan bu çocukların da haklarının savunulmasını temenni ederim. GÜLCAN KAYNAK"
"Olayda bahsi geçen öğretmen Gülçin Hazal Ölmez , çocuğum Amine Dicle Kaynak’ın okuduğu sınıfın sınıf öğretmeni olup bizim sınıfımıza geçen yıl ikinci eğitim öğretim döneminde gelmiştir. Henüz yaşları sebebiyle eğitim kadar; sevgi, ilgi ve merhamete muhtaç çocuklarımıza, ne yazık ki Hazal Öğretmeninde geldiği ilk günden itibaren sert tutumları, öfkeli yaklaşımları, kitap defter fırlatmak, gebertirim seni diyerek tehdit edip korkutmak, öğrencilerin yaptığı resimleri gözleri önünde yırtıp çöpe atmak gibi nice çirkin davranışlar sergilemiştir. Öğretmenin bu tutumları çocuklarımızın ürkmesi, okuldan soğumaları sebebiyle veliler olarak okul idaresine toplu bir şekilde şikayette bulunulmuş.Öğretmen bu konuda idare tarafından uyarılmıştır. Ne var ki; bahsi geçen öğretmen tavırlarnı değiştirmediği gibi aksine kendisinin merhamet ve sevgisine muhtaç 6 yaşındaki 1. Sınıf öğrencilerine karşı hiddeti artmıştır. Bu iddialarımın hepsi velilerin birebir ağzından yazılan grup yazışmalarında da mevcut olup; ekran görüntüsü olarak belgelenmiştir.
Yine aynı öğretmen Gülçin Hazal Ölmez sınıfa ilişkin ilk veli toplantısı yaptığı gün velilere hitaben “Beni bir daha idareye şikayet eden olursa tavrım çok değişir” diyerek tehditlerde bulunmuştur. Bunun akabinde tarafımca okul idaresine yapılan şikayet üzerine, öğretmen tarafından sınıfında bulunan kızıma günden güne artan bir psikolojik şiddet başlamıştır. Derse katılımına izin vermemek, sürekli aşağılayıp rencide etmekle çocuğumun okuldan soğumasına sebep olmuştur.
Olay günü kızımı okul çıkışı almaya gittiğimde çocuğumun yine ağlayarak okuldan çıktığını görünce hemen ardından okuldan çıkan öğretmen Gülçin Hazal Ölmez’e konuşmayı teklif ettim. Okulun dışında konuşmaya çalıştığımda öğretmen Hazal Ölmez, çocuğuma ve diğer çocuklara karşı yaptığı hiçbir şeyi inkar etmeyip, “evet bağırıyorum, evet sert davranıyorum, senin kızın bu dilden anlıyor, ben senin kızına bu şekilde davranmaya devam edeceğim, işine gelmiyorsa alır kızını gidersin , sen kimsin beni uyarıyorsun’’gibi söylemlerde bulunarak ilk şiddet davranışını sergileyen ve beni ağır şekilde tahrik eden maalesef ki çocuklarımızı emanet ettiğimiz eğitimci GÜLÇİN HAZAL ÖLMEZ öğretmendir.
Öğretmen Hazal Ölmez’e yönelik sınıf veli grubunda geçtiğinden bahsettiğim tüm konuşmaları ve çocuklarımıza, gerçekleştirdiği tüm çirkin davranışlarına ilişkin delilleri kamuoyuna sunacağımı, sunacağımızı bildiririm. Zira şiddetin her türlüsüne karşı olmama rağmen, öğretmene şiddet girişiminde bulunan olarak kamuoyunda linç ediliyor olmamı kabul etmem mümkün değildir. Çünkü şiddet her hali ile kabul edilemez olduğu gibi burada şiddetin yöneldiği kesim ÇOCUKLARIMIZDIR.
Çocuklarımıza karşı gösterilen psikolojik şiddetin her zaman karşısında olacağım, bunu kabul etmeyi anneliğim kaldıramaz. Herkesi empati yapmaya davet ve rica ediyorum. O çocuk benim değil sizin çocuğunuz olsa öğretmenle konuşmak istemek yerine kayıtsız kalabilir miydiniz?
Ben çok net belirtiyorum ki, böylesi bir şiddet benim çocuğuma değil de bir başka çocuğa gerçekleştirilmiş olsaydı da ben sesimizi duyurmak için mücadele ederdim.
Belirtmek isterim ki, öğretmenlere duyduğum saygı ve verdiğim kıymet çok derindir fakat; bu kutsal mesleğe en başta gönül bağı ile bağlı olmayan ve öğretmenlik mesleğinin gereklerine uygun davranışlarda bulunmayanlara karşı saygı duymamakla beraber, bu tavırları sergileyen insanların kamuoyuna hesap vermesini isterim!
Ayrıca, okul müdürüne ilgili öğretmenle kızımın devamının söz konusu olamayacağını belirterek, sınıf değişikliği için ricada bulunduğumda karşılaştığım ‘’alıp çocuklarını gideceksin o zaman bu okuldan’’ şeklindeki tavrı da okul idaresi adına bir veli olarak utançla ifade etmek isterim.
Zira, devletin okulundan kovulmak, hiç yetkisi olmadığı halde 2 öğrencimin de okulla ilişkisini kesmekle şiddete karşı duruşumuz bastırılmaya çalışılmıştır. Aleyhime koruma kararı verilerek küçücük çocuklarımı okula bırakıp, okul çıkışında almam da engellenmiştir. Okul yolunda, okula gidiş dönüş için ulaşım sağlamakta tek başlarına kalan çocuklarımın başına bir şey gelir ise bunun vebalini öğretmen veya Müdür bey üstlenebilecek midir ve sorumluluğunu taşıyabilecek midir?
Aliağa halkının olayı realist bir bakış açısıyla değerlendirmesini, en az Gülçin Hazal Ölmez kadar psikolojik şiddete uğrayan bu çocukların da haklarının savunulmasını temenni ederim. GÜLCAN KAYNAK"
FACEBOOK YORUMLAR